Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, tv100 Özel yayınında soruları yanıtladı.
Başakşehir’de yılbaşı gecesi kediyi asansörde sıkıştırıp tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan, Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlanmış ve 8 Şubat 2024 tarihindeki Keloğlan hakkında “Evcil Hayvanı Kasten Öldürme” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası almıştı. Mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakarak sanığın tahliyesine hükmetmişti.
“CUMHURBAŞKANIMIZ KEDİ EROS İÇİN ‘NASIL OLUR BÖYLE BİR ŞEY?’ DİYEREK BENİ ARADI”
Bakan Tunç, olayla ilgili “Kedi Eros’la ilgili o videoyu sonuna kadar izleyemedim. Peşinden koşarken kapattım. Burada kişi 1 ay tutuklu kalmış sonrasında hüküm verilmiş bu hükümde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş. Hemen Cumhuriyet Savcılığımız itiraz etti, itiraz neticesinde Ağır Ceza Mahkemesi kararı kaldırdı yargılama yeniden başlayacak. Hatta bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Nasıl olur böyle bir şey?’ diyerek beni aradı. Hepimiz bu konuda hassassız. Ceza almış, hükmün açıklanmasının geri açıklanması müessessi var. Cumhurbaşkanımız, kamu vicdanında bunun yeri olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanımız, bizzat takip ediyor. “ diye konuştu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarından satır başları:
“DANIŞTAY KARARI VATANDAŞTA TEREDDÜT DOĞURDU”
Danıştay’ın Hakimler ve Savcılar’a yönelik kararı gündem oldu. Vatandaşlarımızda FETÖ ile mücadelede bir hassasiyet mi oluştu şeklinde bir tereddüt oluştu. Öncelikle şunu ifade edelim, FETÖ ile mücadele noktasında kararlığımızda hiçbir zaman taviz vermeyiz. Terör örgütleri ile kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. 17-25 Aralık, 15 Temmuz sürecinde FETÖ ile iltisaklı olduğundan dolayı ihraçlar oldu. Yargıda da ihraçlar oldu. Devletimizin diğer kurumlarında da bir arınma süreci yaşandı. Özellikle OHAL kararları ile ihraç edilen memurlarla ilgili OHAL komisyonu kuruldu, başvurular alındı. 120 bin başvuru oldu, 20 bini iade edildi. Yeterli delil olmadığı gerekçesiyle iade kararı verildi. 100 bin kişi de idare mahkemesine dava açtı. Yargı kılı kırk yararak bu mücadeleyi gerçekleştiriyor. Birçok kriter bakımından bu kararlar veriliyor.
4 bin 6 hakim ve savcı meslekten ihraç edili. Bunların bir kısmı dava açmadı. 3 bin 888’i dava açtı. Yurt dışına kaçanlarda var. 387’ine Danıştay tarafından iade kararı verildi. 371’i de mesleğe dönmek konusunda HSK, karar verdi. Bu kararlar ilk derece sıfatıyla görülüyor. Bu davalardan 387’i de kabul yönünde karar verildi, HSK’da bu kararın uygulanmasını gerçekleştirdi.
“HAKİMLER VE SAVCILAR TEFTİŞ KURULU DOSYALARINI İNCELİYOR”
İade edilmiş 371 kişi görevde. HSK kurulu bu konuda bir inceleme yapacak. Müfettişlerimiz inceleme yapacak. Danıştay’ın kararları temyiz edildi. Bunların bir kısmı kesinleşen, bir kısmı kesinleşmeyen kararlar. Bu kararlarda hata olabilir mi? Bunun incelemesini HSK kurulu yapıyor. Hemen, hızlı bir şekilde inceleme başlattık.
“HSK TİTİZ BİR İNCELEME YAPIYOR”
Yargının koyduğu kriterler var. Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi’nin de oluşturduğu kriterler var. Bankada hesabı olduğu için atılma söz konusu değil. Hakimler ve Savcılar Kurulu bu konuda titiz bir inceleme yaptı. Süreç içerisinde OHAL sonrasında tespit edilip ihraç edilenler oldu. Yargı, emniyet, eğitim önemli devlet kurumları. Bu konuda teşkilatımız titiz çalışıyor.
ESKİ ÖSYM BAŞKANI ALİ DEMİR’E FETÖ BERAATİ
Bu kararla ilgili görevi kötüye kullanmadan dolayı beraat kararı verilmiştir. Savcılık buna itiraz etti, istinafa götürülecek. Yargı süreci devam eden bir durum söz konusu. Hatalı bir durum söz konusu ise yeniden inceleme başlatırız.
YÜZDE 25 KİRA ARTIŞ UYGULAMASI SÜRECEK Mİ?
Konut kiralarında yüzde 25 zam sınırı uygulamasına ilişkin Bakan Tunç “Kiralarda fahiş kira artışı nedeniyle mağduriyet oluşmaması için TBMM’de yüzde 25’le sınırlandırıldı. Sonrasında yine bu artışla ilgili endişeler devam etti ve 1 yıl daha uzatıldı. Temmuz itibarıyla sona ermiş olacak tabii bir anda fahiş artış olmaması için kanun koyucunun takdiri söz konusu oldu. 1 Eylül’den itibaren kira davalarında arabuluculuk dönemini başlattık. Yüzde 25 kira artışı durumunun sürmesine gerek kalmayacak” dedi.
CAN ATALAY KARARI HAKKINDA AYM KARARI
Atalay’ın yargılandığı dava, Gezi Davası. Gezi olayları da bir darbe kalkışması olarak hükme bağlanan bir dava. Bir kısım sanıklar beraat ederken bir kısım sanıklar yurt dışına kaçtı. Dava ilk derece ağır cezada karar verildi. Temyizde iken Atalay milletvekili adayı gösterildi. Yargıtay sürecinde iken milletvekili seçildi. Bu süreçte Yargıtay’a başvurular. Yargıtay 3. Dairesi de milletvekili dokunulmazlığı kapsamında değilsiniz dedi. Yargıtay bu gerekçeyle dokunulmazlıkla ilgili kararı reddetti.
“BİREYSEL BAŞVURU HAKKINA HUKUK KÖKENLİ ÜYELER BAKMALI”
Anayasa Mahkemesi’nin yapısında değişiklik olmasından kastımız, bireysel başvuru kararlarını Anayasa Mahkemesi içindeki Yargıtay ve Danıştay kökenli üyelere baktırmak. Bu anayasa değişikliği gerektirir. Bunun için uzlaşma gerekir. Belli sayıda vekil kanun teklifi görür, uzlaşma söz konusu olmazsa sonuca ulaşmaz. Bu bir uzlaşma gerektirir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurularına bölümler bakabilir. Keşke anayasayı kökten değiştirebilsek
“CAN ATALAY DAVASINDA AĞIR CEZALIK SUÇÜSTÜ HALİNDE DOKUNULMAZLIK OLMAZ”
Can Atalay’ın yargılandığı dava Gezi Olayları ile ilgili dava Gezi Olayları da bir darbe kalkışması olarak yargımız tarafından kesin hükme bağlanan bir dava. Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay ve bir kısım sanıklar 18 yıl ağır hapis cezası ve bir kısım sanıklar da bu dosyada beraat etti. Yargıtay sürecindeyken milletvekili adayı gösterildi ve seçildi. Seçildikten sonra Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay da ‘Siz milletvekilliği dokunulmazlığı kapsamında değilsiniz’ dedi. Çünkü Anayasanın 83. Maddesinde bir milletvekili seçimden önce ya da sonra işlediği bir suç nedeniyle tutuklanamaz, tutulamaz, sorguya çekilemez ama bunun istisnaları var.
“TÜRKİYE’DE YARGI HER ZAMANKİNDEN DAHA TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ”
Par’ın “Türkiye’de siyasetin yargıya müdahalesi konusunda eleştirilere yorumunuz nedir?” sorusunu Tunç “Türkiye’de siyasetin yargıya müdahalesi söz konusu değil. Türkiye’de yargı her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız.” diyerek yanıtladı.
“ÖSYM HAKİM VE SAVCI ELEMESİ YAPACAK”
Erdoğan’ın “Hâkim ve savcı atamalarında siyasetin müdahalesi ne kadar var?” sorusuna Tunç “Hâkim ve savcı atamalarında değişiklik kademelerden geçiyor atanıncaya kadar. Yeni sistemde biraz daha değiştirdik. Artık hukuk fakültesinden mezun olan arkadaşlarımız avukatlık stajına başlayabilmeleri için hâkim ve savcı yardımcılığı sınavına girebilmeleri için Hukuk Mesleklerine Giriş sınavına girecekler bunu ÖSYM yapacak.” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin yeni başkan üyelerin takdirine kalmış durumda.
“İLİÇ KAZASI KONUSUNDA SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR”
Ardor’un “Erzincan İliç’te yaşanan heyelan ve 9 vatandaşımıza ulaşılamadı. Erzincan İliç’le ilgili ‘Adalet yerini bulacak mı?’ sorusuna nasıl karşılık verirsiniz?” sorusunu Tunç “Daha önceki Amasra’da da yaşadığımız kazanın davası devam ediyor. Burada hayatını kaybeden tüm madencilerimize Allahtan rahmet diliyoruz. Tabii İliç’tekilere henüz ulaşamadık. Temennimiz bir an önce ulaşılması. Olayın akabinde Erzincan Cumhuriyet Başsavcımızla koordinasyona geçtik konunun titizlikle soruşturulması konusunda konuştuk.” diyerek yanıtladı.
“SİYASETİN YARGIYA MÜDAHALESİ YOK”
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda hassasiyetimizi sürüyor. Bir kısım kararlar öne çıkarılarak tüm yargı böyleymiş gibi izlenim çıkartılıyor. Hakim ve savcılara haksızlık yapılıyor. Siyasetin yargıya bir müdahalesi söz konusu değil.
“FAİLİ MEÇHULLERİ ORTADAN KALDIRAN BİR İKTİDARIZ”
Bu soruşturmalar özellikle suçla mücadele çok önemli. Türkiye’de faili meçhulleri ortadan kaldıran bir iktidarız biz. Bu anlamda organize suç şebekeleriyle 22 yıldan beri mücadele ediyoruz.
“KUVVETLİ DELİLLER OLMASAYDI BU TUTUKLAMALAR GERÇEKLEŞMEZDİ”
Par’ın “Dilan Polat ve kara para aklama davalarında durum ne?” sorusunu Tunç “Bunlar yargının devam ettirdiği işler. Yargı ile ilgili konular. Burada biz yargı süreçleriyle ilgili ancak sürecin devam ettiğini söyleyebiliriz. Cumhuriyet Başsavcılığının tespit ettiği birtakım kuvvetli deliller olmasaydı bu gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleşmezdi.” şeklinde cevapladı.
“YARGI KİMİN KİME OY VERDİĞİNE BAKMAZ”
Par’ın “Dilan Polat ilk fenomenlik döneminde ve bu davalar açıldığında kendisini muhtemelen koruma refleksiyle iktidara yakın olduğuna yönelik mesajlar veriyordu. Yorum yapmak ister misiniz?” sorusunu Tunç “Yargı kimin kime oy verdiğine bakmaz, kimin hangi siyasi düşüncede hangi parti taraftarı olduğuna bakmaz, yargı dosyayla bağlıdır.” diyerek yanıtladı.
“BU KONU GENEL MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN İDARİ DENETİMİ AÇISINDAN İNCELEDİĞİ BİR KONU”
Aktaş’ın “Adnan Oktar suç örgütüyle ilgili cezaevine giden genç kadın avukatların taciz edildiğine dair bilgiler var. Bu konuyla ilgili olarak görüşmeler yaptınız mı bu iddia ne kadar doğru?” sorusunu “Bu iddialar kamuoyuna yansıdı ama bunların doğru olup olmadığı kesin değil. Özellikle kaldığı yerle ilgili, tıraşıyla ilgili yorumlar yapıldı bunlar gerçek değil. Bu konu tamamen bizim genel müdürlüğümüzün incelediği bir konu.” diyerek yanıtladı.